bir cümle

Nisan 26, 2009

Bu büyük ruhi inkılabın yapılabilmesi için sade şöhretle saadeti düşünerek üniversiteye doçent, profesör olmaktan başka emelleri bulunmayan insanlar değil, köyde yaralı bereli, gübrelik içinde dolaşan daima muztarip ve kim olduklarını bilmediği birtakım efendilere uşak olmaya mahkum, büyük ecdadının tarihinden getirdiği zeka kabiliyetlerini her gün toprağa gömen köylü çocuklarını insanlık için örnek olacak bir medeniyetin sahipleri haline getirmeyi ülkü edinen profesörler lazım.

* Nurettin Topçu – Türkiye’nin Maarif Davası, sayfa. 59

sözün üzerine söz olmaz. Asıl inkılabın ne demek olduğunu, nasıl başarılabileceğini, tıpkı bir ustanın çırağına işin püf noktasını belletmesi, bir öğretmenin öğrencisine bilgiyi kavratması gibi anlatıyor, yolunu gösteriyor üstat. Büyük bir idealin haritasını çiziyor O. kapılmamak, uyumamak, özgür olmak için.

bir tanım

Mart 30, 2009


İşte bendeki bu muhteşem aczin ilâhi adı hürriyettir.

Gerçek hürriyete sahip İnsan, görülüyor ki, birçok hareketleri yapma iktidarından sıyrılmış, kendini kurtarabilmiş insandır. Her şeyi yapabilen bir şaki, her türlü suçu işlemeye kabiliyetli bir psikopat hür değildir. Bilakis pek çok hareketleri yapmak kudretsizliğine irade ile sahip olan kimse hür olabilir. Zira hür olan irade, yalnız harekete sürükleyici kuvvetin harekete geçmesinden ibaret değildir. Onda iki kuvvet hakimdir: Biri harekete geçme kuvveti, yani itici kuvvet, öbürü yasak edici kuvvet, yani frenleme kuvveti. Bu iki kuvvetin tam ve mükemmel bir ahenk halinde işleyişi ancak insanı hür yapabiliyor. Harekete geçirici kuvvet her sahadan gelebilir.

Hayati hazlardan, iştahlardan, menfaat endişesinden, sempatiden ve alışkanlıktan, aşktan ve şöhretten, ilim ve sanat ideallerinden, hasta bir şuurun iptilalarından, cemiyetten, tahrikten, zafer sevgisinden, nihayet hayati otomatizmin ne şekilde olursa olsun hareket etme ihtiyacından. İnsan bu itici kuvvetlerden herhangi birisiyle harekete sürüklenebilir. Eğer itici kuvvet ulvi bir ideal, bir insani dava ise, hareket iyi meyve verebilir. Kötü ise ondan bir felâket veya sefâlet doğacaktır. Lâkin her iki halde de insan hür sayılmaz. (…)

Yazının devamını oku »